Türkiye'de elektrikli nakliye araçları kullanımı 2025 yılında büyük bir sıçrama yaşayacak. Çevre bilinci artan şirketler ve devlet teşvikleri sayesinde elektrikli kamyon, kamyonet ve hafif ticari araç kullanımı hızla yaygınlaşıyor.
Nakliye sektöründe yaşanan dijital dönüşümün en önemli ayaklarından biri olan elektrikli araç geçişi, hem çevresel hem de ekonomik avantajlar sunuyor. Özellikle şehir içi dağıtım hizmetlerinde elektrikli araçların kullanımı, karbon emisyonunu önemli ölçüde azaltırken, operasyon maliyetlerini de düşürüyor.
Hükümetin elektrikli araç alımına yönelik vergi indirimleri ve hibeler, sektör oyuncularını bu yönde cesaretlendiriyor. Ayrıca büyük şehirlerde elektrikli araçlara tanınan trafik avantajları da tercih edilme sebepleri arasında yer alıyor.
Elektrikli araç sayısının artmasıyla birlikte şarj istasyonu sayısı da hızla çoğalıyor. 2024 yılında 15.000 olan şarj noktası sayısının 2025 sonunda 25.000'e ulaşması bekleniyor.
Büyük lojistik şirketleri, filosunun %20-30'unu elektrikli araçlardan oluşturmayı hedefliyor. Özellikle son mil teslimat hizmetlerinde elektrikli araçların tercih edilmesi, müşteri memnuniyetini de artırıyor.
İlk yatırım maliyeti yüksek olsa da, elektrikli araçların işletme maliyetleri geleneksel araçlara göre %60 daha düşük. Yakıt tasarrufu, düşük bakım maliyetleri ve vergi avantajları, yatırımın geri dönüş süresini kısaltıyor.
Uzmanlar, bu trendin devam etmesi halinde Türkiye'nin Avrupa'da elektrikli ticari araç kullanımında öncü ülkeler arasına girebileceğini belirtiyor.